31 Mart 2010 Çarşamba

nasil yani?!!

e kimi ni todoke bitti...ben mi yanlis goruyorum?!!
Kazehaya?? Bari sen susma Sawako?? Bu hainligi haketmedik biz T_T
son bolumu henuz izlemedim ama pislik yapip sonunu actim, gayet birsey olmadan bir confession olmadan bitirdiler..Neyse ayrintilarini anlatacagim sonra..Cok sasirdim, sicagina sicagina bi paylasayim dedim..
Nhayiiirrr..Nolamaaaz..

30 Mart 2010 Salı

top 10 shonen anime karakterlerim.( orijinallikten uzak bir baslik oldu)

Kimbapsushi’nin blogundaki Kalbe zarar Japonlar anketini gorunce az biraz kiskandim ben de buna benzer biseyler yapayim dedim. Aklima once en sevdigim anime karakterleri geldi ama o kadar cok ki bir siralamaya sokamadim. Once shojo shonen diye ayirdim yine olmadi. En son Shonen ama ana karakterler olsun dedim. Cunku yan karakterleri de isin icine soksam ohooo..Sadece One Piece’ten Hasir Sapkali dunya tatlisi tayfa ilk 5’I kafadan dolduruyor. Iste benim en cok sevdigim 10 shonen anime ana karakterti (o nasil bir kategori oyle ^_^)

1 numara tabii ki acik arayla Monkey D. Luffy

(Nannda kore?!! Omoshiroii!!)

Gomu gomu nooooo diye oradan buraya atlayan, korkmasi gereken seylere “Ohaaa supeerr!!” diye bagiran, ne oldugunu anlayamadigi olaylari “Himm, gizemli su-Gizemli bulut” gibi isimlendirerek kafasina takmayan, 20 kisilik yemegi ayni anda yiyip aninda iyilesebilen dunya tatlisi dunya sekeri bir kaptandir o. Tayfasinin boyle gevsek “KorsanKrali ben olcam!” diye gezen bir cocugu neden takip ediyor derseniz acip biraz One piece izleyin derim. Bu umursamaz tavirlarinin altinda tayfasindaki herkese inanilmaz saygi ve sevgi barindirir. Onlarin kilina zarar gelse bambaska bir insan olur. O karizmatik halleri de pek bir izlenesi olur. Efenim ben 444 bolumdur Luffy’yi gormekten ona gulmekten bikmadim. Onun gibi bir karaktere can vermis cizeri Eiichiro Oda’ya, seslendirerek onu ikinci kez yaratmis Mayumi Tanaka teyzemize buradan selam gondermeyi bir borc bilirim. One Piece sanirim bir 1000 bolum filan olacak..Ben de her bolum ile Luffy’yi daha fazla sevip izlemeye devam edecegim.

(Uyari!!Luffy bu hale geldigi anda ortamdan jet hiziyla uzaklasilmasi akil ve beden sagligi icin sarttir!)

2 numara ilk goz agrilarimdan Uzumaki Naruto

(Pek sekerdi bu kucukken, kiyamam!)
Hallahim kesinlikle en sempatik anime karakterlerinden biri bu cocuk. Yani anime naruto daha 7 yasindayken filan basladigi icin cocuk gozumuzun onunde buyudu gibi bir durum soz konusu oldu. Onun insanlar tarafindan yavas yavas kabul edilmesine, kendini gelistirmesine, guveninin yerine gelmesine tanik oldum izlerken. Ramen yerken, evde uyurken, ninjitsu calisirken hep yaninda gibiydik (biliyorum abarttigimi disinebilirsiniz ama saka maka 300 bolum de naruto izledim ^-^) Boyle uzun soluklu animelerde karakteri de guzel yarattilarsa bayaa bi baglaniyorsunuz. Haksiz miyim sevgili narutocular? Sexy Kage Bunshinleri ile, ustasina bagliligi ile, geri zekali Sasuke’ye olan takintisi ile korkusuzlugu ile herseyiyle baskadir Narutocuum. (Bu kadar seviyorsan neden birinci yapmadin diyebilirsiniz ama Luffy-chan ayri )

(Buyudu karizmatik oldu evladim!)

3 numara hakettigi degeri kazanamamis Allen Walker.

Sanirim benim istahi acik karakterlere bir zaafim var. Naruto ve Luffy gibi Allen de cok yemek yiyen bir karakter. D.Gray-Men kesinlikle izledigim en iyi animelerden biriydi. Bunda basroldeki Allen’im kadar yardimci karakterinlerin de etkisi var tabii. Allen uvey babasi Mana’ya verdigi soz sebebiyle hep ileriye bakan asla umutsuzluga kapimayan, iyi niyetli ,arkadas canlisi sabah sekeri bir exorcist. Animenin kotu canavarlari Akumalari oldururken bile uzulebiliyor. Zor da olsa onlarin sahip oldugu ruhlari kurtarmaya calisiyor her defasinda cunku ozelligi geregi onlari duyup anlayabiliyor. Garibim seri boyunca cok sey atlatti, cok cileler cekti ama hic vazgecmedi. Tuttugunu kopardi. O da Luffy gibi karizmatik olmasi gereken yerde sonuna kadar bunu basarabilen bir karakter. Ozellikle Crowned Clown haliyle beni benden almis Allenciime 3.luk tahtini varmis bulunuyorum.


(Crowned Clown..Daha karizmatik bir form olamazdi herhalde!ki bu tamamlanmamis hali)

4 numara Elric biraderlerden Edward Elric.

Sari sacli, altin gozlu kisa boylu Edward’imiz da Allen gibi turlu zorluklar atlatmis hatta bazi nedenlerden oturu bir kolunu ve bacagini kaybetmistir. Kardesi olan Alphonse’ya olan sevgisi bagliligina ek olarak kendisine chibi, minik, kisa filan dendiginde inanilmaz sirin bir sekilde sinirlenmesi insacil duygulari cok gelismis olmasi, hemen hemen herkesle arkadaslik kurabilmesi gibi burada ne biliyim aklima gelmeyen bir suru ozelligi nedeniyle kendisini cok severim. Sac sekline de her turlu bayilirim.(orgu iken de at kuyrugu iken de)Bir de sinirlenin dikelen antenciginden de bahsetmeden bitirmeyeyim bari.

(Tuh anteni bu resimde gorunmuyor)

5 numara asik oldugum ilk anime karakteri olan Himura Kenshin.

Bir zamanlarin eli kanli katili, simdinin tovbe etmis gezgini cocuk kilikli,saf gibi gorunen bilge.. Kilicini canli kesmek icin kullanmamaya yeminli Kenshinciim her zaman kilicinin tersini kullanir. Cocuklarla inanilmaz anlasir, ev islerini temizlik yemek gibi harika yapar..Yuzunde gecmisten cok onemli bir hatira olarak bir X izi durur. Kirmizi uzun saclari, kucuk vucudu ile ilginc bir samuraydir. Yeri geldiginde sevdiklerini korumak icin eski haline yer yer donebilir yine de karsisindaki dusmani dogru yolu gostermek icin elinden geleni yapar. Amaa Kenshin’I sevmemdeki en buyuk etken de o sirin “Oroo!” diyisidir. Ilginc bir seyle karsilastiginda, kizdan dayak yediginde hemn bi “Oro!” cakar, beni de guldurur etrafindakilere de canim benim ^_^

(Orooo?!!)

6 numara pek taze izledigim Hajime No Ippo dan Ippo Makunouchi .

Ippo kesinlikle izledigim animelerdeki en saf karakterlerden biri. Ippo esittir azim ve calisma. Ben boyle caliskan kendini yoktan vareden karakterleri de cok seviyorum. Bir de Ippo’nun o kadar adami dovup onlarla arkadas kalip, hic bir zaman havalara ucmama ozelliklerini de pek seviyorum. Klasik tabii ki ama cocuk calisip dove dove Japon Boks Sampiyonu oluyor. Sampiyon oldugunda bile hala seyircilerini egilerek efendi efendi selamliyor. Seviyesiz senpailarinin yaninda, cok duzgun kendini bozmadan kalabiliyor. Ozetle bir anadolu genci safligindaki Ippo tam sevilmelik, yanaklari opulmelik bir karakterdir.

7 numara Tengen Toppa Gurren Lagann’dan Kamina

(Durusa gel!!Adamim yaa!)

Izledigim acik ara en gaz anime olan Tengen Toppa’nin anime kadar gaz karakteridir Kamina. Inanilmaz heyecanli, bu heyecanini ve kendine guvenini de enteresan soylevleri ile belirten, kalbime digerlerinin yaninda tahtini oturmus bir aabimiz. “Who the hell do you think I am!!” diye bagirdigini duymamla seriyi indirmem bir olmustu. Koyde bir yetim olan Simon’u yolunda yanina almis onu tam bir aabi gibi kardesi yerine koymus ilgilenmistir. Ayrica dizideki bayan karakterlere asilma stili, gozlukleri ile basil basina bir animeyi tek basina goturebilecek bir karizmaya sahiptir. Ama yani icimizde de bir yaradir. Izleyen varsa bilir..Izlemeyenler de izleyip gorsun diyeyim ne yapayim…

8 numara Bleach’ten Ichigo

Aslinda ne yalan soyleyeyim Ichigo’yu buraya pek de bi koyasim yok bu aralar bleachten feci sekilde sogudum icin ama eski gunlerimin hatrina, wornirbros’un yapacagi sacmaligin gaziyla Ichigo sondan da olsa listeme girdi. Ichigo’yu severim ama bunda guclu kuvvetli herkesleri yenmesi sebep degil. Daha cok sacma sapan hareketleri sebebiyle sempatik geliyor bana. Renji ile olan kavgalari, Rukia’dan yedigi dayaklar, kon’u ciddiye alip cevap vermesi gibi salakliklari yuzunden, ve tabii ki en uzun suredir izledigim animenin ana karakteri oldugu icin buraya yazdim kendisini. Ama itiraf edeyim bazi sahnelerde kendisini pek karizmatik buldugum da oldu zamaninda, mesela rukia’yi kurtarmaya geldiginde, Zaraki’yi dovdugunde filan…

(Sevdigimiz mahallemizin cocugu Ichigo!)

9 ile 10a karar veremedim, yani aklimda Law of Ueki deki Ueki, Soul Eaterdaki Black Star ya da Death the Kid, History’s Strongest Disciple’dan Kenichi, Code Geass’tan Lelouch, Bleack Cat’ten Train Heartnett, Samurai Champloo’dan Mugenn gibi gibi.. Siz de sevdiginiz karakterleri paylasirsaniz sevinirim a dostlar! Usenmezsem bunun yan karakterler icin olanini ve shojolar icin olanini da yapicam, hatta dizi karakterleri de olabilir..Aaay eglence cikti bana yine, isim gucum yokmus gibi bununla ugrastim yine. Bir sonraki yazimda gorusmek uzere beni ozleyin anaciiim..

27 Mart 2010 Cumartesi

ogrencilik banzaaii!!


Su universite hayatimin son yilina girdigim donemde kafam diger arkadaslardan cok daha rahatti. Cunku mezuniyetten sonra ne yapacagim cok belliydi. Izmir’e donup ozel ders vererekten keyif catacaktim, ya da bir ozel okula girecektim. Ama her sey arastirma dersi almamla degisti. Ne bileyim acayip hosuma gitti ders. Data toplamak onlarin analizini yapip bir sonuca varmak filan. Agir is ama ne bileyim eglenceli bir sekilde. Benim gibi inek bir ogrenci icin daha guzeli olamaz ^_^

Yuksek lisansi hic dusunmezken birden yavas yavas acaba yapsam mi diye dusunmeye basladim. Gecen senelerde fizik bolumunden bir hocadan teklif gelmisti, departmani degistirip fizikte akademik kariyer yapmam icin ama aileme cok masrafli olacagini ve beynimin bunu kaldiramayacigini dusunerek vazgecmistim. O yil yuksek lisans secenegini de silmistim kafadan. Ama bu sene ilk defa bir seyi bu kadar istedigimi hissettim. Yani OSS’ye hazirlanirken hedefim sadece daha yuksek puanlardi, bolumde okurken de iyi notlarla dersleri gecmekti. Ama yaptigim isten zevk almaya son iki senede basladim ve dedigim gibi ilk defa aileme yuk olacak miyim? Devaminda ne olacak diye dusunmeden kendim icin bi atilimda bulundum. Kendi bolumume yuksek lisans icin basvurdum. Sagolsunlar ailem ve Mert de cok desteklediler beni.

Bilim sinavim o kadar iyi gecmemisti, hatta sevgili hocam "O sinavin hali neydi oyle, senden hic boyle bisi beklemezdim” filan deyince tutustum haliyle. O moral bozukluguyla mulakat da parlak gecmedi. Yine de bilim sinavindan iyiydi. Karsinda 8 tane hoca ayni anda sana agir sorular soruyor ve sen onlarin her birine ingilizce mantikli cevaplar vermek zorundasin ve bir sekilde kendini satmak zorundasin. Evet, yillardir ingilizce egitim aliyorum. Ingilizce cok iyi yazip, anlayabiliyorum fakat konusmak…hala o konuda kendime guvenim yok, cunku bizim okulda konusmanin uzerine bir agirlik yok. Ama nasil olduysa mulakatta belli bir sure sonra grameri filan kafaya takmadan ingilizcenin kasini gozunu yara yara konusmaya basladim. Bir sekilde atlattim. Gecen Cuma olmustu mulakat. Dediler ki Cuma aksam soyleriz..Sonra o pazartesiye oradan carsambaya oradan persembeye…En sonunda Cuma gunu aciklandi…Evet Kabul edilmisiiim \(^_^)/

Simdi kafam yine rahat. Alese girmem ve bir sekilde bir dersten kalmamam lazim…6 yilimi verdigim egitim fakultesinde 2 yil daha kaldiktan sonra da sonum ne olacak cok merak ediyorum.

PS: Berre Marmara Universitesindeki arastirma gorevlisini de kabul etmisler. Merak etmistin ya soyleyeyim dedim.

23 Mart 2010 Salı

nobuta wo Produce: Cok eskilerden bir klasik



Bugun baska hicbir isim yokmuscasina bloga yazi yaziyoru. Tanitsam tanitsam ne tanitsam diye dusunurken,yine kalbimde ayri yeri olan Nobuto wo Produce’u tanitayim dedim. Bakiniz nasil da tanittim;

Shuji Kiritani (Kamenashi Kazuya) okulun en populer, en guzel kiziyla cikan disaridan bakinca karizmatik mukemmel yasama sahip bir genctir. Ama aslinda o cevresindeki arkadaslarini cocuk gibi, yasami da bir oyun gibi gorur. Aslinda oldukca yalniz bir insane sayilabilir. Hayatta bir amaci olmadan oylece yasar gider.

Akira Kusano (Yamashita Tomohisa) okuldaki diger insanlardan farkli, ortama ayak uyduramayan, garip hareketlere sahip (bana gore inanilmaz sirin) Shuji’yi -her ne kadar hisleri karsiliksiz olsa da- en yakin arkadasi olarak goren bir lise ogrencisidir.


Nobuka Kotoni (Horikita Maki) kendini dis dunyaya kapatmis, gulmeyi gercek anlamda unutmus, kendine guvensiz, okulda surekli tartaklanan garip bir kizdir.

Bu uc karakterin yolu Nobuka’nin okullarina transfer olmasiyla kesisir. Gencligini ispatlamak icin bir seyler basarmaya karar veren Shuji, proje olarak da Nobuka’yi populerlestirmeyi secer. Buna Akira’da yardimci olacagini soyler. Ve boylece “Nobuta wo Produce” baslamis olur.



Seri icinde Nobuta’yi populerlestirmek icin yapilanlar tabii ki onemli bir yere sahip ama asil olay bu uc arkadasin zaman icinde nasil birbirlerine baglandigi. Shuji bir sure sonra gercek arkadasligin nasil bir sey oldugunu, bunun icin populerliginden odun verebilecegini, Akira kendini kabullenecek iki arkadas bulmayi (fazlasi da var da spoiler olmasin), Nobuta da guvenmeyi ve gulumsemeyi ogreniyor.

Benim ilk izledigim dizilerden biri Nobuta. Ve en sevdiklerim arasindadir hala. Arkadasliklarla ilgili diziler beni hep fena yapar..Gerci ask dizileri de oyle..Hele ogretmenlerle ilgili olanlar…Sanirim olay japon dizilerine gelince fazla duygusal oluyorum :) Nedense beni cok etkiliyorlar.


Bu Kamenashi’nin Gokusen’den sonra izledigim ikinci dizisiydi. Iki dizide de karizmatik cool karakterleri oynamasina ragmen, komedi rollerinin altindan da basariyla kalkan iyi bir oyuncu. Hatta bence iyi bir sarkici da..Hatta ben kendisini pek de severim ^_^ (ciddi bir yorum yazayim dedim, sonunda beceremedim..seviyorum bu cocugu ne yapayim. Gulusu filan pek bi seker) Daha onceki yazilarimdan birinde Kamenashi’nin Nobuta’nin tanitimi icin cekilen ozelbir bolumdeki yarismanin bir videosunu koymustum. Cok gu;lerek izledim ben o videoyu. Tamam dizinin cekildigi yilda zaten kucukmus ama orada oynarken o kadar sirin ki,cocuk gibi guluyor surekli. Kasinti bir hali yok.
(Nobuta Power Chunyuu!)

Ayni programda YamaPi de bir o kadar soguk. Halbuki Nobuta’yi bitirince demistim ki ne kadar sirin cocuk, ne kadar candan oynamis. Megersem o kadar da canayakin degilmis ama Akira karakterini oyle bir canlandirmis ki, ayakta alkisliyor insan. "Akira Shock!!", "Akira down!!" tepkileri ve Kon-Kon tabii ki inanilmazdi. Kendi anlattigina gore, karakterini canlandirirken zorlanmis. Hatta senaryoda olmayan bir cok seyi kendisi katmis bence harika da yapmis. Keske bir kere daha bu tarz bir karakteri oynasa..Belki oynamistir da ben bilmiyorum. Var mi YamaPi'nin bu tarz komedi oynadigi dizi??

(Kon Kon!!)

En son Kamenashi’nin ilk defa cikis yaptigi kapanis sarkisinin videosunu koyayim. Ben bu sarkiyi cok seviyorum. Hala da ipodumda en cok dinledigim sarkilar arasindadir. Ikisinin sesi bence cok yakismis. Sarkinin da nostaljik bir havasi var. Buyrun buradan dinleyin.


kimi ni todoke 23 (dikkat spoiler..izlemediysen okuma bence..okumaaaa..bak hala bakiyor^_^)


Yogun istek uzerine (!!!) bu haftanin Kimi ni todoke yazisini artik yazayim dedim. Hayir hayir odevden kacmak gibi kotu bir niyetim yoktu tabii ki. Amacim degerli Kimi ni todoke severlere hizmet etmek. Cidden…^_^

Efeniiim nerede kalmistiiik.. evet Sadako ile Kazehaya’nin Christmas aksaminda gorusup birbirlerine hediye vermelerinde kalmistik. Ben nedense Karaoke partisine giden sinif ahalisinin dagilmis oldugunu saniyordum sawako mekana ulasmadan ama oyle degilmis bu bolum anladim. (evet biraz gec oldu (=_=)



Sawako Kazehaya’ya hediyesinin aslinda babasinin oldugunu ve bir karisiklik oldugunu aciklar. Daha sonra beraber arkadaslarinin yanina Kareoke’ye giderler. Sawako o muhtesem sesiyle bir sarki soyleyip aynen geri doner ama inanilmaz mutlu olmustur. Hatirladikca sevinir dokidoki olur.

Bu arada da okulun son gunu gelip catmistir. Kapanis torenini beklerken eski sinif ogretmenleri veda etmeye gelir filan (gereksiz ayrinti) ama torenden sonra millet dagilirken Sawako birden butun tatil boyunca Kazehaya’yi goremeyecegini anlar. Ona her sey icin tesekkur etmek ister ama o kendini toparlayip soyleyene kadar Kazehaya bye-bye der ve gider.

Sawako, Chizu ve Yano beraber bir seyler icmeye giderler okuldan sonra. Cafede otururlarken sawako tatilde gorusmelerinin ihtimali var mi diye sorar (allahim burda ne guldum..”yani cooook cooooook bos vaktiniz varsa, yapacak bir sey bulamayip sikilirsaniz”diye ^_^) Onlarla gorusebilecegini ogrenince cok sevinir.

(sawako.no.sadako...hahahahaa!!artik gina gelmis garibime)
Hatta Chizu hep beraber yilbasi aksami tapinaga gitmelerini onerir..tabii ki ryu ve kazehaya ile beraber. Tabii bunun icin kazehaya’yi sawako’nun davet etmesi gerekiyordur. Zar zor da olsa Kazehaya’yi arar ve beklediginden de olumlu bir yanit alir. (Kazehaya’ya bu sahnelerde yine hasta oldum..sirinlik muskam benim)

Gunler geceeer yilbasi aksami gelir (Bu arada 31 Aralik Sawako’nun dogum gunu) Kizlar sawako’yu evden almaya gelirler fakat disari cikmadan bizim kendine bakmayan kizimizi bir guzel suslerler. “Kawaai” yaparlar. Bulusma yerine ulasmadan da “bizim baska isimiz var, Kazehaya ile yalniz gecenizde basarilar” filan diyip tuyerler. –tabii ki Ryu’yu da ayarlamislardir-


Sawako bulusma yerine yalniz gittiginde Kazehaya orada bekliyordur. Guzel kizimizi gorunce akli basindan gider, tikanip kalir. O oyle sus pus kalinca Sawako onun kizdigini sanar ve gidecegini dusunur. Ama tabii heyecandan dizleri neredeyse cozulecek olan Kazehaya sirti doner ve “Gidelim” der.


Haftayaki bolumde bol bol Kazehaya-sawako sahneleri izleyecegiz. Cooook guzel olacak eminim. Bu arada bitisine de hic bir sey kalmadi..Merakla bekliyorum. Belki sakadir ha??Devam ederler belki?? Yaza kadar devam etseler en azindan….Puuuufff!!

(Ayy bu resmi buraya koymam gerekiyordu,ben bayildim buna. kazehayanin cocuk halini zaten cok seviyorum. Cok sirin cizmemisler mi ikisini de)

prisoner of love

Utada Hikaru'nun Prisoner of Love adli mohtesem eserini burada ingilizce altyazi full versiyonunu paylasmak istedim..Sozler filan bi acayip..cook cook tebrik ediyorum kendisini boyle bir sarki yapabildigi icin

Utada Hikaru - Prisoner of Love [Eng Sub]
Yükleyen gurl_feb. - Ã�ne çıkan müzik videolarını izleyin.

22 Mart 2010 Pazartesi

Vee film dunyasinin kralligi Hollywood yapti yapacagini: Bleach the Movie


Bugun derste internette gezinirken Anime News Network’te bir haber gordum. “Aaaaa…yapma yaaaa” diye bagirmamla dersin akisini da bir guzel bozdum ama icimdekileri size anlatmam lazim.

Ne kadar gecisi sureyle ara versemde benim icin cok onemli bir yere sahip Bleach’in live-action’s yapilacakmis. Buraya kadar hersey guzel.Ama yapacak olanlar Hollywood olunca benim sigortalar atti.

Sozum sana Hollywood!! Tamam biliyorum ozgun senaryo yazamiyorsunuz, artik yaratici degilsiniz, somurmeyi seviyorsunuz ama uzak durum Japonlardan lutfen yaa!

Death Note da zaten kiz kilikli hiiic sevmedigim bi cocugu oynatacaksiniz. Guzelim senaryoyu kimbilir ne hallere sokacaksiniz, icine kim bilir ne kadar kotu espriler konduracaksiniz..Sirf merakimdan izleyecegim ama…

Bleach???

Yani Death Note’da sabit bir konu vardi, daha once filmi de yapildi ama bleach gibi uzun soluklu bir animenin filmini neyinize guvenip yapacaksiniz?

tamam animeler mangalar yayginlassin, insanlar artik bana anime izliyorum diye garip garip bakmasin istiyorum ama..Bunun boyle populerlesmesini de istemiyorum. Yani Bleach’in filminden sonra insanlar bana gelip Ichigo, Kuchiki Rukia, Renji hakkinda bidi bidi konusmasinlar animeyi izlemeden..

Anaaam ne kadar sinirlendim ^_^

Tite Kubo’da parayi gorunce vermis direk telif haklarini bravo ona da!!Zaten iyice tembele sardi diye kizgindim ona, simdi tam oldu..

Bu da yetmezmis gibi Leonardo di Caprio’da Ninja Scroll’u cekmeye hazirlaniyormus… Siradan Naruto, One Piece filan gelirse ben o Hollywood studyolarina gidip oturma eylemi yapicam arkadas!

Yanlis mi dusunuyorum acaba?? Ama gonlum elvermiyor iyi senaryolarin Hollywood tarafindan harcanmasina..Yazik yaa!!

21 Mart 2010 Pazar

azcik mizmizlansam icim rahatlar mi?


Pazar gunlerinin daha eglenceli ve mutlu gecmesi gerekmez mi??Bu sabahtan beri nedense bir daralti hissediyorum. Carsamba gunu teslim etmem gereken projeye henuz baslamamis olmam buna neden olabilir. Bir de tabii yuksek lisans sonucumun yarin aciklaniyor olmasi da etkin olabilir.

Basvurular, bilim sinavi, mulakat darken, beni kabul edeceklerine olan inancim yavas yavas silindi. Kendimi en kotusune hazirliyorum simdi. 6 kisilik kontenjana 7 kisi basvurunca ne kadar da sevinmistim. Ama aday sayisi az olunca hocalarimiz 6 kisi degil daha az kisi alacaklarini soylediler. Basvuranlar arasinda cidden cok saglam insanlar. 5i bizim okuldan, biri marmara’da arastirma gorevlisiymis. Biri ogretmen…Benim hala bir ales sonucum bile yok..Oooff!! Kalbim gupgup atiyor (dokidoki=))Bu heyecanla yapmam gereken islere de odaklanamiyorum.

Halbuki Cuma ne guzel baslamisti haftasonu. Arkadaslarim yeni eve ilk defa misafir oldular. Ispanyol arkadaslar da vardi. Yedik, ictik, muhabbet ettik. Oradan Taksim…

Cumartesi de odevle gecti. Simdi yine calismam gerekiyor. Ama bir seyler izleyesim de var. Ev ahalisi hala uyuyor. Kahvalti yapmadim daha…Amaaan!Hic sevmedim ben bu Pazar’i

Luxor gibi bos bos kaloriferin uzerinde uyumak istiyorum. Ya da en guzeli dersime baslayayim, az biraz yapip YamaNade izleyeyim. O da bitmis sanirim. Ingilizce altyazilarini GiriGiri subs biraz yavastan aliyor sanirim. Ben de inat edip internetten izlemiyorum. Bugun 7. bolumu izleyim bari. Sonra da eglenceli bir anime bulayim kendime.

18 Mart 2010 Perşembe

Last Friends. (dear friends, you are my last friends!)



Evet sevgili j-drama severler, bugun sizlere beni gozlerimi acitacak kadar aglatan bir dramadan bahsedecegim. Last Friendsi neden bilmem bir indiresim geldi Pazartesi gunu. Cunku Berre’den cok methini okudugum Nishikido Ryo , Eita ve Uena Juri oynuyordu. Daha once neden izlemedin derseniz Michuru rolundeki kizi (Nagasawa Masami) bir turlu sevememem. Bir de konusu cok ajitasyon geldi acikcasi. Drama wikiden konuyu okuyup “Yuzeysel yapmislardir, ayh hic cekemem” diyip kapatiyordum. Ama yanilmisim. Evet sonuna kadar dram..Ama yuzeysel hic degil. Bana Nana’yi hatirlatti biraz ozellikle karakterlerin ic sesleri sayesinde. Konusundan ve karakterlerden bahsedeyim biraz. Gerci ser_min cok guzel anlatmis ama…

Konu Michuru karakterine odakli gibi gorunse de onun erkek arkadasi ve diger arkadaslari ile olan iliskileri ve onlarinda kendi aralarinda yasananlar ekseninde ilerliyor. Michuru alkolik eve surekli erkek arkadaslarini getiren bir annenin kizi. Ortaokuldaki en yakin arkadasi olan Ruka ile annesi ile tasinmak zorunda kaldigi icin ayriliyorlar. Ueno Juri yani Ruka en basindan beri Michuru’yu seviyor ama tabii ki bu duygularindan hic kimseye bahsedemiyor. Daha guclu olmak ve kendini bir kadin olarak degil de bir insan olarak kanitlamak icin motocrossa basliyor ve oldukca da basarili oluyor. 4 yil sonra Michuru tam evden ayrilip erkek arkadasinin (Sousuke rolundeki Ryo) yanina tasinmaya karar verdiginde Ruka ile Michuru karsilasiyorlar. Aslinda Ruka Michuru’yu ev icin ivir zivir aldigi dukkandan cikarken goruyor ve bisikletiyle takip ediyor. Ikisi de borborlerini gordukleri icin cok seviniyorlar tabii Ruka’nin sevinci bir ayri oluyor.

Michuru siddetten kacip Ruka’ya siginiyor. Ruka da ilk basta Eri sonra da Takeru ve Ogurin ile buyuk bir evde yasiyor. Eri bir hostes. Iliskiler konsunda oldukca tecrubeli ama gercek aska inanmayan, nazik neseli bir kiz. Takeru (Aah Takeru) gecmiste yasadigi bazi sorunlar nedeniyle karsi cinsle olan temaslardan korkan, ama inanilmaz iyi niyetli, harika bir dinleyici olan barmen + makyoz. Takeru da Ruka’yi gorur gormez uzun zamandan beri ilk defa bir insandan hoslanmaya basliyor ve onu gercekten cok seviyor. Bir de karisi onu aldattigi icin eve donemeyen komik karakter Oguru var.
Yani spoiler vermeyeyim fazla detayina inmeyeyim tanitimi yaparken dedim ama bayaa bi acilmisim ^_^. Muzikler (Utada hikaru’dan prisoner of love), oyunculuklar ve konu o kadar muhtesem ki kendinizi kaptiriyorsunuz. Ben iki gecede aglaya aglaya bitirdim. Daha basinda basladim zaten. Bilseymisim boyle olacagini azicik kasarmisim cunku son bolumlere ilerledikce olaylar bayaa bi karisiyor. Ama dizi boyunca Takeru ‘nun(Eita) Ruka’ya ve Ruka’nin Michura’ya icleri aciya aciya bakmalarini ben gordukce helak oldum burda. Acikca soyleyeyim eve ben Eita’yi da Ueno Juri’yi cok severek izlemistim daha onceleri ama ozellikle Ueno Juri’den boyle bir muhtesem oyunculuk beklemiyordum. Icimi parca parca ettiler.

Bu arada Berre'den sirin bir gulusu oldugunu ogrendigim Ryo'nun izledigim ilk dizisinde boyle bir karakter canlandirmasi gercekten harika oldu ^-^ Ama cok aciyorsunuz Sousuke karakterine..Ooof oooff.

Ve sonu gercekten…Izleyin gorun cidden daha fazla anlatmayim..Ama tam dram modundaysaniz izleyin bosu bosuna moralinizi bozmayin. Fazla etkileyici cunku. Ruyamda filan gordum karakterleri (tabii 7 bolum birden izleyince bir gecede boyle oluyor ~-~) Ozetle izleyin izletin..ama izlerken mendillerinizi yaniniza almayi unutmayin anacim.

14 Mart 2010 Pazar

Happy White Day!

Bildiginiz gibi Japonya’da Sevgililer Gunu biraz farkli kutlaniyor. 14 Subat’ta kizlar hoslandiklari cocuklara tercihen ev yapimi cikolata veriyorlar. Ama tabii sadece hoslandiklari cocuklara degil, arkadaslarina aile uyelerine de veriyorlar. Bunun karsiliginda da her 14 Mart’ta erkekler cikolata aldiklari kizlara sirin kurabiyeler, takilar, beyaz cikolata ve jelibon tarsi hediyeler veriyorlar. Japonya’da biraz tuketime yoneltmek icin sanirim baslamis bu olay. Gunun adi da White Day.

Dolayisiyla White Day’iniz kutlu olsun ^_^

Tabii ki farkinda olmayarak Mert bana bugun bir torba cikolata ile geldi. Sali gunku Bilim Sinavimin bunyede yarattigi stresten payini aldi sanirim garibim. Affiyetle yedim ben de! Yarasin.

Bu arada bahsetmek istedigim bir sey daha var. Twitter’da takip ettiklerimin arasinda Kamenashi ve Akanishi var. Ben bugunun White Day oldugunu Kamenashi’den ogrendim. Google translator ile cevirsem de pek anlamadim. Su fotoyu koymus.

Anlamadim birine mi verecek..kime verecek??Japoncam daha o kadar yeterli degil T_T

Bir de Akanishi Jin olayi var tabii. Akanishi sanirim son 5 postunda surekli ictiginden bahsediyor. Tabii yas siniri yok ama ne bileyim bu kadar cok icmesi garip degil mi? Yazik karacigerine..O da ingilizce yaziyor ama ingilizcesinin pek anlasilir oldugunu soyleyemeyecegim. Neyse canim… Bana ne di mi? Ben gideyim ders filan calisayim.

Yarina lab var, quantum quizi vaar! Saliya katakana quizi ile yuksek lisans icin Bilim Sinavi vaaar! Ganbarimaaas!!!

ToraDora!


Ne zamandir bir shojo anime tanitimi yapmadim. Ne yapsam neyi tanitsam diye dusunurken Toradora! geldi aklima. Toradora da bence hakettigini seyircilerden alamamis bir anime. Herkes Haruhi Suzumiya ile karsilastirmis ama bence ondan tamamen ayri bir anime. (Ayrica Haruhi Suzumiya’yi bir turlu sevemedim. Seriyi sirf Kyon karakteri icin izledim, sirf aklimdan gecenleri soyluyor diye) Ben bir arkadasimin onerisi ile baslamistim gecen yil. Guncel olarak izledigim nadir shojo animelerindendi. Kimi ni Todoke’den once haftalik takip ettigim tek shojo animesi diyebilirim. Genellikle bu tarzi bekletip sonradan izlemeyi tercih ederim. Neyse ben soyle bir tanitimini yapayim.

Ryuuji Takasu babasindan kalan serseri bakislara sahip ama aslinda temizlik hastasi, duzenli, kibar sakin bir liseli genctir. Geceleri barlarda calisan neseli annesi ve ruh hastasi papaganlari ile kucuk bir mustakil evde yasar.

Okulun ilk gunu (sanirim lise iki) en yakin arkadasi Kitamura ve hoslandigi kiz olan super tatli neseli sportif Kushieda Minori ile ayni sinifta oldugunu ogrenir. Serseri bakislari nedeniyle okulda herkes ondan korktugu icin en yakin arkadasiyla ayni sinifta olduguna cok sevinir fajat bu mutluluk uzun surmez. Koridorda okulun iki numarali korkulan insani “Avuc Kaplani Taiga” ile carpisir.

Bu bacak kadar, bir porselen bebek kadar guzel olan kiz aslinda tam bir hircin cadalozun tekidir. Bizim Ryuuji ozur dilemeye kalmadan bi tane yapistirir oglana. Ve bu sekilde Aisaka Taiga ile Ryuuji Takasu tanismis olurlar.

Olaylar biraz ilerleyince Taiga’nin aslinda Ryuujinin hoslandigi Minori’nin cok yakin arkadasi oldugu ve aslinda Ryuuji’nin arkadasi Kitamura’dan hoslandigi ve Ryuuji’nin evinin yanindaki devasa apartmanda Ryuujinin odasina bakan apartmanda tek basina yasadigi ortaya cikar. Ikisi de toplumdan uzaklastirilmis olan bu iki genc birbirlerine ask savaslarinda yardim etmeye baslarlar.

Daha fazla spoiler vermeyeyim isterseniz ama ben izleyin derim. Cizimlerine kapilip sardirdim ben de ama asil izleme nedenim yine Ryuuji. Sakinligi, yaptigi yorumlar harika. Ayrica yan karakterler de onemle anlatiliyor. Oyle ana karakterlere kilitlenip kalinmis animelerden degil. Vicik vicik romantizim yok. Oldukca komik, yeri geldiginde acimiyor aglatiyor.

Zaten light novel’den uyarlanma. Belki o yuzden Haruhi ile karsilastiriliyor. Karakterler manga karakeri degil de roman karakteri olunca biraz daha gercekci oluyor sanki. (Burada mangalari yerdigimi filan sanmayin sakin, ben bir manga hastasiyim..lutfen:))-sadece tarzlari biraz daha farkli oluyor demek istiyorum)

En son isminden bahsedeyim. Isim Tiger(Tora) ile dragon (Dora)nin bilesiminden olusuyor. Ryuuji’nin ismi dragondan geliyor, zaten Taiga da Tiger gibi okunuyor o yuzden Avuc ici Kaplani diyorlar. Ama asil olay Ryu’nun soyledigi bir lafta. “Efsanelerde Kaplana denk olan tek yaratik Dragon olarak tanimlanir. O yuzden Dragon olarak Kaplanin yaninda yer almaya devam edecegim”

Ben izleyin derim izlemediyseniz daha. Keyif alirsiniz eminim. Ozellikle Kimi ni Todoke’nin bitisinden sonra shojo krizine girecek sayin bayanlar..Sizi soyle alalim ^_^..Iyi pazarlar diliyoruuum.