23 Kasım 2010 Salı

İzledim...İzleyin... (Bu başlık problemini aşamayacağım, idare edin)

Bu aralar nedense ders çalışmak, okula gitmek, özel ders vermek, yemek yemek gibi bir çok olaya olan motivasyonumla beraber bloğu güncelleme motivasyonumu da kaybettim ey okuyucu. Bir önceki postumdan zaten ne kadar bezmiş olduğumu anladığını düşünüyorum. Neden böyle oldu hiç bir fikrim yok ama. Elimde yapmaktan zevk aldığım çok az şey kaldı. E tabi bunlardan biri hala daha anime ve dizi izlemek.

Son zamanlarda 3 tane kore dizisi izledim. Bunlardan ilki Mischievous Kiss. Itazura no Kiss’in kore uyarlamasıydı. E fena değildi. Animesinden daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. Ama başroldeki çocuk bana Yamashita Tomohisa’yı hatırlattı.

Onu da Yamapi gibi soğuk buldum. Zaten karakteri gereği öyle olması gerekiyordu. Onun yerine kızın sürekli peşinde koşan tipe bayıldım. Ayrıca o da saçlarını kestirdikten sonra oldukça yakışıklı oldu. (Ezilenin yanında ezenin karşısındayım)Sanırım esas oğlan karakterini sevmedim, şimdi günahını almayayım. Zaten kendisi daha sonra Boys Before Flowers’da da karşıma çıktı.

BBF da Japon versiyonundan iyiydi ama sanki tuttu diye biraz uzatmışlar gibi geldi bana. Arada çok gereksiz sahneler vardı gibi sanki. Ya da ben Hana yori dangoyu 3 kere filan izlediğim için nerede ne olacağını ezberlemiş olduğum için, sıkılmış olabilirim. Ama şu iki dizi bitince şunu anladım ki artık klasik hikayeler beni sarmıyor.

Derken kimbapsushinin bloğunda Bad Guy diye bir şey gördüm.(Bu arada kimbapın blogunda daha ayrıntılı süper bir tanıtım var) İntikam hikayesi ve başrollerden birinde Coffee Prince’in cool wafflecısı, Antique Bakery’nin muhteşem gayi vardı. (Evet isimler hala yok kafamda) Dedim arkadaş ben bunu izlerim. Sonuna kadar inanılmaz sardı. Çok beğendim. Oyunculuklar, müzik, kurgu. Her şey on numarayken...Sonu...ah o sonu...Hiç beklediğim gibi olmadı. O kadar güzel bir hikaye o şekilde bitmemeliydi bence. Ama yine de değişik bir şeyler arayanlara tavsiye edebilirim. Sırf Kim Nam Gil için bile izlenir. Bunun ismini nereden biliyorsun derseniz, geçenlerde bakkalın birinin önünden geçerken Trendy adlı dandik derginin kapağında vardı. Oradan merak edip öğrendim.

Lafı bu kadar uzattıktan sonra sadede gelmek isterim. Bu postumun amacı sizlere Kuragehime reklamı yapmak aslında. Geçen hafta 5. Bölümü yayınlandı ve uzun zamandır gelen en iyi josei anime bence.

Konusunu MangaSuyu’ndan arakladım. Ayrıca altyazılarını da buradan bulabilirsiniz. Buyrun:

Diğer Adları: 海月姫, Jellyfish Princess, Denizanası Prensesi

Tür: Josei, Komedi, Parodi

Orijinal Hikaye-Tasarım: Higashimura Akiko

Açılış Şarkısı: Chatmonchy – Koko Dake no Hanashi

Kapanış Şarkısı: Sambomaster – Kimi no Kirei ni Kizuite Okure

Bölüm Sayısı: 11

Bölüm Süresi: 24 dakika

Konu: Hikaye, büyük bir denizanası hayranı olan ve illüstratör olmak için Tokyo’ya taşınan Tsukimi Kurashita’nın etrafında gelişmektedir. Tsukimi, erkekler-giremez kuralı olan fujoshilerle (kadın otaku) dolu bir apartman olan “Amamizukan”‘a taşınır. Fakat bir gün, tarz sahibi güzel bir kadını Amamizukan’daki odasına davet ettiğinde keşfettiği şey, bu “kadın”ın, aslında göründüğü gibi biri olmadığıdır.

(Evet bu prenses bir erkek!!)

(Kuranosuke'nin normal hali. Seiyuusu kimse alnından öpmek istiyorum. Ayrıca Kuranosukeyi de mıncırabilirim. Çok tatlı çooook!)

3 Kasım 2010 Çarşamba

Şu aralar nefret ettiğim 10 şey

1- Bir sürü boş zamanım olmasına rağmen yapmam gerekenleri bir türlü yetiştiremiyor olmak

2- Yüksek lisans derslerinde lisansta öğrendiğim her şeyin yanlış ya da eksik olduğunu farkedip her şeyi çorba etmek

3- Çok sevdiğim ve saydığım tez danışmanımın bunun harika olduğunu ve yapmam gerekenin oturup, kendim araştırıp, kendi doğrularımı keşfetmem gerektiğini söylemesi.

4- Her gün 59R durağına yürüdüğüm yolun daha da uzun ve yorucu gelmesi

5- Arabayla en fazla 20 dakika süren yolun trafikte 1.5 saat tutması

6- Ders çalışırken aklımın animelerde, anime izlerken de aklımın derslerde olması nedeniyle hiçbirinden tam olarak zevk alamamak

7- Okuduğum manganın son bölümünün aslında iki yıl önce eklenmiş olduğunu ve manganın hala daha devam ettiğini farketmek

8- Dolapta akşam yemeyi hayal ettiğim çeşitli gıdaların (kalori-lezzet-kahvaltılık ya da akşam yemeği için kullanabilir olması önemli değil,mide dolsun yeter) bozulduğunu görüp, bunun için bir çaba sarfetmemek

9- Misafir sanatçı kedimiz Baka ve ev sahibi Luxor’un beni hiçbir şekilde sallamaması

10- Salı-Perşembe arasının çok yavaş Perşembe-Salı arasının bir o kadar hızlı geçmesi