12 Şubat 2012 Pazar

güya ortaya karışık yazısı olacaktı

Vay canına neredeyse bloğa nasıl giriş yapılacağını bile unutmuşum, o kadar uzun zaman olmuş benim sadık okuyucularım. Ama geçen Cuma canım nakamam bitanecim suspusningi ve tanışılmamış olan ama garip bir içten sevilen blogdaşlardan cosmicbiscuit ile buluştuk (tabii artık cosmicçim de tanışılmış ve çok sevilmiş blogdaşlar kervanına katıldı) Ben ne zamandır bloğa yazı yazmadığımı bir kere daha farkettim. Eşşeklik etmeyim de yazayım artık dedim ve burdayım.

Şimdi tabii bu uzun zamandan sonra girilen ilk yazım olduğu için biraz ortaya karışık olacak haliyle. Ne yapıyorum kısa bir özet geçeyim de öyle başlayım. Bendeniz özel bir okulda öğretmen olarak görevime başladım. Türlü türlü sıkıntıları var bir o kadar da zevkli. Daha ilk senem olduğu için haliyle stajyerlik çilesini çekiyorum. Nerede iş orada baka modundayız, olsun yetişiyoruz öğreniyoruz. Ama sınıfta çok eğleniyorum. Maalesef öğrencilerimin akademik seviyesi çok iyi değil o yüzden çoğu zaman zorlanıyorum ama onun dışında yaşım da genç olduğu için çok eğleniyoruz beraber, hatta bazen fazla eğleniyoruz, bilmiyorum doğrusunu mu yapıyorum. Biraz daha ciddi dursam fena olmayacak gibi ama elimde değil, dışarıda insanlarla nasıl konuşuyorsam öğrencilerimle de öyle konuşuyorum. Ama tabii işin içine not girdiği için durumlar biraz değişiyor. Enteresan bir denge. Neyse…

Onun dışında artık eskisi gibi sürekli anime dizi izleyemiyorum haliyle ama bol bol müzik dinliyorum. İşim karşı tarafta olduğu için her gün metrobüs kullanıyorum, oradan minibus filan, uzun sürüyor. Ben de çekilen bu yol çilesini kpop yardımıyla azaltıyorum tabii ki. Geçen yaz Kimbap’ın yazdığı bir yazıyla hayatıma bomba gibi düştü kpop. Zaten japonca şarkılara alışkın bünyem bu bombayı kore dizileri ve OSTleriyle yumuşattı ve hiç adaptasyon sorunu yaşamadan daldım kpop dünyasına. Içimdeki apaçiyle barıştım. Şu an bu yazıyı yazarken bile seoul fm açık. Gerçi eskiden cook eskiden metal, rock filan dinlerdim ama hiçbir zaman ağır metalci olamadım, kafam kaldırmaz. Ben daha çok böyle yumuşak eğlenceli şeyler dinlemeyi severdim hala da severim ama bu koreliler benim aklımı başımdan aldı.

Gdragon’un Heartbreaker’ı ile başladım. Bu arada bu parodisini çok seviyorum.

Shinee, Beast, Bigbang, DBSK darken döndüm dolaştım iki grupta takıldım. FT Island ve CNBlue. Bu kardeşlerim diğerleri gibi dansedemiyorlar hoplayıp zıplayamıyorlar, çok yakışıklı da değiller ama ben bunları pek çok seviyorum. Hele ki CNBlue’yu. CN Blue’nun once Japonya’da kendilerini ispatlayıp Kore debutlarını sonradan yapmalarına ayrı bir saygı besliyorum.

Önce Yonghwa'yı You're Beautiful'da görmüştüm. Sonra Hertstrings'in o muhteşem şarkısını söylediğini hatta bir grubu olduğunu, hatta ve hatta Studip'in şeker bateristinin de o grupta olduğu gördüm. sonra baktım şarkıları pek güzel. Gamzeli yetenek Jonghyun'un sesinin ne kadar güzel olduğunu farkettim. Şimdi sürekli dinliyorum. Zaten çok şarkıları da yok daha yeni sayılırlar.



Bu Japonya'da Koreden önce çıkardıkları single. Nedense çok seviyorum. Gerçi bütün şarkılarını dinledikçe çok sevdim ama bunu bi ayrı seviyorum.

Bu romantik şarkıyı da çok severim. Özellikle nakaratını dayanamayıp hep söylerim.


Youtube'a daldım yazının devamını getirmeyi unutuyordum neredeyse. Ortaya karışık bir yazı olacak dedim ama CN Blue doldu yazı. Ama kapatmadan önce Suspusningi geldiğinde ilk defa açıp dinlediğim ve iki gündür dilime yapışan, 80lerden kopma, süper eğlenceli, Donghae ve Eunhyuk'un Oppa şarkısını paylaşmak istiyorum izninizle. Buyrun efeniiim, bir kere de burada dinleyin, bloğumdan ayrılırken yüzünüzde saçma bir gülümseme kalsın :)